reklam
Kelebeğin Umudu (14.Bölüm) Kelebeğin Umudu (14.Bölüm) http://loading.az/uploads/posts/2018-02/1517590016_qizilgul.png

Kelebeğin Umudu (14.Bölüm)

Kelebeğin Umudu (14.Bölüm)

Kelebeğin Umudu (14.Bölüm)

14.Günlük
Umut
Uyanınca karşımdaki güzelliği gözümü kırpmadan izliyordum.
Kirpikleri bir hilal gibi kıvrık uzun ve simsiyahtı..
Yüzüne düşen ışık sayesinde bembeyaz tenine kirpiklerinin gölgesi düşmüştü.
İnceliyordum her bir çehresini Rabbim onu özenerek yaratmıştı.
Fındık gibi kibar burnu ve kırmızı dudakları onu kusursuz kılıyordu.
İlk defa gün ışığında gördüğüm gece siyahı saçlarını anlatmıyorum bile...
Ellerim ilk kez saçlarında gezinirken, ne kadar yumuşak ve sık saçları olduğunu anladım.
Hafif yaklaşınca mis gibi kır çiçeği kokusuyla ciğerlerim bayram sevinci yaşamıştı.
Güne onunla uyanmak, sıcaklığını ve nefesini hissetmek.. Evet mutluluk buydu..
Kalbimin merkezine hakim olan kadının ellerini bir ömür bırakmayacaktım.
Uyanmak için göz kapaklarını hareket ettirmeye başladı. Ben ise nefes bile almadan onu izliyordum. Her bir saniyeyi onu izleyerek geçirmek istiyordum.
Bal rengi gözlerini aralayıp uykunun mahmurluğuyla bana bakıyordu.
Şu an tıpkı minik bir kız çocuğu gibi masumdu.
Sonra aklı başına gelmiş olmalı ki yorganı başına çekti.
Onun bu haline kahkaha atarak karşılık vermiştim.
"Umut sen beni mi izliyordun."
Yorganın altından boğuk sesine aldırış etmeden yorganı açmaya çalıştım.
"Ben ne yaptım şimdi."
Aramızdaki yorgan kavgasını ilk o bitirmişti.
Yavaşça başını yorganın altından çıkarıp bal rengi gözlerini üzerime dikmişti.
"Sende hep utandıracak şeyler yapıyorsun."
Yataktan hafif doğrulup kolundan tutup kendime çektim.
Göğsüme kapaklanan yüzünü kaldırmak için hamle yapınca engel oldum.
Kaçamayacağını anlayınca hareketsiz kaldı. Şuan nefes almadığına emindim.
"Nefesini biraz daha tutarsan boğulacaksın."
Yüzünü göremesemde şuan yanaklarının al al olduğuna emindim.
Göğsüme dayağı yüzünü elleriyle sarmıştı.
"Umut kalp atışların hızlandı sanki.."
"Acaba neden? Kalbimin ritmini şaşırtan bir kadın olabilir mi acaba?"
Koluma çimdik atınca acıdan yerimden zıplamıştım.
Bu kadınlar kendilerini bile kıskanma becerisine sahipti.
"Ama Zehra sende kolumu çürüttün."
Onun kıkırdamasıyla olan acımı unutmuştum.
"Umut telefonun çalıyor."
Titreşimde olan telefonu o an hissedememiştim.
Babamın aradığını görünce hemen açtım.
"Efendim baba. Annem mi? İyi mi? Tamam hemen geliyoruz."
Korkuyla bakan bal rengi gözlere dönüp hemen hazırlanmasını söyledim.
"Annem nasılsın?"
Yatağına uzanmış solgun bir benizle uyuyordu.
Sesimi duyunca fersiz kalan vücudunu kaldırmaya uğraştı.
Elimle omzundan kavrayıp geri yatırdım.
Her zaman ki örttüğü beyaz tülbentini geriye sıyırdım.
"Oğlummm."
"Emine Sultan yorma kendini."
"Zehra.."
"Ahh anne gelinini özlediğin için rahatsızlandın değil mi?"
Odaya yeni giren Zehra annemin yatağına oturdu. Elinden tutup öptü.
"Zehra kızım ne olur gitmeyin burada kalın."
Annemin bu çaresizce yalvarmasına dayanamazdım.
Ama bu evde kalmak Zehra için iyi olmayacaktı.
Gözlerimi gözleyen Zehra ya inat bakmamak için odanın
her bir detayında geziniyordum.
Annemin bu durumu farketmesi üzerine üzerimdeki bakışalar artmıştı.
Titreyen elleriyle elimi sıkan annem inatla göz teması kurmak için zorlamıştı.
"Annem zaten sen isteyince geliriz."
Tatmin olmadığını anladığım annem suratını buruşturmuştu.
"Siz yanımda olunca ben iyileşiyorum."
Kolumu kanadımı kıran annem ve güzel karım benim inadımı kırmıştı.
"Tamam annem sen tamamen iyileşene kadar buradayız."
Zehra yla başbaşa evimizde olmayı şimdiden özlemeye başlamıştım.
Ama annem de hayatımda ki önemli kadınların başındaydı.
Odadan çıkınca derin bir nefes alıp, "Hadi başlıyoruz dedim."
Buğra ve Aslı yla aynı evde kalmak kabus gibiydi.
Aslı nın paranoyakça sevgisi Buğra nın bana karşı olan nefreti..
İkisi de malesefki akrabamdı.
Aslı yla karşılaşmaya hazır olmayan ben parmak uçlarında odasının önünden geçtim.
Neredeyse nefes alıp vermemden evdeki varlığımı hissedecekti. Ki öyle oldu.
Dibimde bitiverip o kocaman gözlerini üzerime dikivermişti.
Aslında eski Aslı dan eser yoktu.
O neşeli bıcır bıcır kız gitmiş solgun benizli gözleri her an dolu dolu olan kız gelmişti.
Görmemezlikten gelip odama geçtim.
İki saniye sonra açılan kapıyla içeri dalan Aslı soluğu yakınımda aldı.
"Umut ben çok kötüyüm."
Kötü olduğunu görmemem mümkün değildi. Ama yapacak bir şeyimde yoktu.
"Aslı üzülme sen üzülünce bende üzülüyorum."
Feri sönen gözleri bir anda parladı. Bir söz bile onu şuan mutlu etmişti.
Yanlış anlaşılmamak için devam ettim.
"Çünkü sen benim kardeşim kadar değerlisin."
Bunu beklemiyordu ve tek gözünden yaş süzülüp çenesinden
akarken seyrede kalmıştım.
"Son bi Umut la yanına geldim. Ama sen hala aynı karardasın.
O zaman günah benden gitti."
Sinirden resmen titriyordu. Sakinleştirmek için yanına yaklaştım.
"Dur Umut. Günlük bende!"
Son cümle duraksamama neden oldu.
Başımdan dökülen sıcak sular bile beni yerimden kıpırdatamamıştı.
Bir kaç saniye cümle beynimde yankı yapmıştı. Günlük bende! Günlük bende!
"Aslı yapma o okudukların eskide kaldı. Ben sonradan pişman oldum."
Az daha zorlasam ayaklarına kapanacaktım.
Zehra nın bunları duymaması için onuda yapardım.
"Beni ilgilendirmez Aslı duyarsa çok kötü olur."
Açılan kapıyla bir an her şeyin bittiğini düşündüm.
Zehra meraklı gözlerle bize bakıyordu.
"Ben neyi duyarsam kötü olur."
İşte içimi sarsan o korkunç soruyu sormuştu bile.
Şimdi gözlerimle Aslı ya yalvarıyordum.
Diyeceği tek sözle her şey yani hayatım tamamen bitebilirdi.
Kendimi olmadığım kadar çaresiz hissetmiştim.
"Umut sana dedim!!"
O kadar şiddetli bağırmıştı ki Buğra koşarak odaya gelmişti.
Durumu bildiğine adım gibi emindim.
Aslı yı susturmak için odadan çıkardı.
Fakat Zehra hala benden bir cevap bekliyordu.
Aslı yı çıkardıktan sonra Buğra tekrar geldi.
"Zehra sakin ol. Aslı aranızı bozmak için böyle bir şey söylemiş."
"Buğra ben neyi duyarsam kötü olur."
İnanmayan Zehra soruyu tekrar Buğra ya yöneltmişti.
"Aslı benden vazgeçmedi. Sen bunu duyarsan üzülürsün. Bunu söylüyordu."
Sinirle odadan çıkan Zehra nın peşinden dışarı fırladım. Yukarı çıkan Fatma ablayla karşılaşmışlardı.
"Annemler mi?"
Deyip merdivenlerden üçer beşer inmeye başladı.
Salona gelince Zehra nın ailesini görmüştüm.
Onları görünce bir nebze yüzü gülmüştü.
Ailesinin varlığıyla mutlu olan Zehra yı bırakıp yukarı çıktım.
O günlük Aslı da olduğu sürece hayatımız çok karışacaktı.
Önce hesap sormak için Buğra nın odasına girdim. Beni karşısında görünce şaşırdı.
"Günlüğü sen verdin değil mi Aslı ya??"
Cık cıklayarak güldü. Beni umursamayan bu hali daha çok sinirlenmeme neden oldu.
"Her şeyi benden biliyorsun. Ben vermedim kendisi bulmuş."
"Engel olabilirdin ona senin işine geliyor değil mi?
Zehra yla aram bozulması için yapıyorsun."
Gözlerini kaçırıp arkasını döndü. Geçiştirmek için,
"Ne alakası var."
"Ben biliyorum ne alakası olduğunu.. Senin niyetini bilmiyor muyum sanki?"
Acımasızca üstüne gidiyordum. Onu sıkıştırdıkça konuşmaya başlamıştı.
"Ne biliyorsun bilmiyorum Umut.
Ama senin Zehra yı haketmediğini ben çok iyi biliyorum."
Suratına bir tane geçirmemek için elimi sıktım.
"Niye hak etmiyorum. Yoksa sen mi hakediyorsun!!!"
Bu cümleyi söylerken dişlerimi o kadar sıkmıştım ki neredeyse dişlerim dökülecekti.
"Saçmalıyorsun Umut!"
"Ben mi saçmalıyorum?
Senin ona nasıl baktığını anlamadım mı sanıyorsun?
Ondan uzak duracaksın!"
Tehtitlerimi savururken kendinden emin bir şekilde karşılık verdi.
İşte sabrımı taşıran son cümle buydu.
"Ondan uzak durması gereken sensin.
Zehra yı seviyorum ben."
Sıkarak kendimi engellemeye çalıştığım yumruğumu
tüm gücümle suratına indirdim.
Kavgaya tutuşacakken içeri Aslı daldı.
Abisinin yüzünde ki kanı görünce panikledi.
"Umut sen iyice çıldırdın.
Abime bir daha vuracak olursan Zehra ya o günlüğü veririm."
Sesleri duyup yukarı çıkan Zehra ve ailemi görmemiştim.
Arkamda varlıklarını hissedince kıpırdamadan yerimde bekledim.
Zehra
Artık benden kesin bir şey sakladığına emindim.
Ama ailem duymasın diye şimdilik bu konuyu rafa kaldırdım.
Akşam yemeğinde tüm aile bir aradaydı.
Hatta Aslı bile yemekteydi.
Beni sevmeyen kız aileme pek bi iyi davranıyordu.
Yemekten sonra kahvelerimizi yudumlarken
gözüm kardeşim Emre ye takıldı.
Arada kaçamak bakışlarla Aslı ya bakıyordu.
Emre yle göz göze gelince ters ters baktım.
Aslı ysa bu olayın farkında olacak ki kardeşime kur yapıyordu.
Bu kızın aklında ki neydi bilmiyorum ama hiç iyi şeyler düşünmediği belliydi.
Kardeşimi bu konuda uyarmalıydım.
Ama ne diyecektim? O kız benim kocamı seviyor mu??
Yok yok en kısa zamanda bu işe el atmam lazımdı.
"Biz evlendiğimizden beri tatile çıkmak istiyorduk.
Madem hepimiz bir aradayız ertelediğimiz tatile yarın çıkacağız."
Umut bana sürpriz yapmıştı ama ne sürpriz..
Beni buradan uzaklaştırmak için yaptığını biliyordum.
Ve benim gitmeden kardeşimi uyarmam lazımdı.
"Umut neden aniden tatile gitmeye karar verdin?"
"Ertelediğimiz Kapadokya gezisi vardıya canım.
Bence tam zamanı.. Biraz başbaşa kalmak istiyorum.
Konuşmak istediğim şeyleri orada başbaşa konuşuruz.
Ee söyle bakalım geliyor musun?"
"Artık sır ve yalan olmayacaksa, seninle her yere gelirim."
Kardeşimi görmeden hiç bir yere gitmek istemiyordum.
Gerekirse bu tatili ertelemek için Umut la konuşurdum.
"Umut bugün beni annemlere bırakır mısın?"
"Tabi ki Zehra sen hazırlan. Ben de birazdan çıkacaktım."
Hazırlanıp Umut la çıktık. Annemlere beni bırakıp gitmişti.
"Hoşgeldin Zehram.."
Annem ve babam mutluluktan boynuma sarılmıştı. Benim gözüm ise Emre'yi arıyordu.
"Geç kızım otur neye bakıyorsun."
Babamın yanına oturdum. Annem de diğer yanımdaydı.
"Anne Emre evde yok mu?"
"Birazdan gelir kızım hayırdır."
"Özlediğim için soruyorum annem."
Daha fazla üstelemeden beklemeye başladım.
Bir kaç saat sonra Emre gelmişti.
"Ooo ablacığım hoşgeldin."
"Sağol birtanem. Sende hoşgeldin."
"Hoşbuldum abla. Ben bir üzerimi değiştireyim gelirim."
Annem mutfağa geçince Emre'nin peşinden gittim.
Kapısına tıkladıktan sonra 'Gel.' sesiyle içeri girdim.
"Abla. Ben gelecektim zaten."
Yanına yaklaşıp odadaki sandalyeyi çekip oturdum.
"Otur Emre seninle konuşmak istediğim bir konu var."
Yüzündeki tedirginlik her halinden anlaşılıyordu.
Sanki gözlerindeki korkuyu benden gizlemeye çalışıyordu.
"Buyur abla."
"Emre direk soracağım.. Aslı'ya karşı ne hissediyorsun?"
Birden irkilerek yerinden fırladı. Her zaman benden çekinen bir çocuk olmuştu.
"Yok abla. Onu nereden çıkardın?"
"Emre birincisi bir kızla flört etmene çok kızarım.
Biliyorsun babam bizi böyle yetiştirmedi.
İkincisi Aslı ile kesinlikle aranda bir şey olmasını istemiyorum.
Gözlerini ve kalbini haramdan sakın.. O kız sana göre değil."
"Benim bir kızla flört edeceğimi nasıl düşünürsün abla?
Hem Aslı neden bana göre değil.."
"Şey çünkü öyle tamam mı. Benim bir bildiğim var elbet. Şimdi bana söz ver.
O kızla aranda hiç bir şey olmayacak."
İçeri giren annemle ikimizde susmuştuk.
"Ama Zehra oturmaya geliyorsun hiç yüzünü göremiyoruz."
"Tamam anne telefonum odamda kalmış alıp geleyim."
Odama girince telefonu alıp cebime attım. Çıkacakken gözüm çekmeceye takıldı.
Sanırım annem bugün odamı temizlemişti. Pufa oturup çekmeceyi açtım.
İçinde takılarım vardı. Bir kaçını deneyip tekrar yerine koydum.
Sonra kitaplıktan bir kitap aldım.Banktan destek alarak kalktım.
Heniz bir kaç adım atmıştım ki, birine çarptım. Nefes alış verişi çok hızlıydı.
Sanki bir acelesi vardı. Tüm mahcubiyetimle;
"Özür dilerim sizi görmem mümkün değil, ben âmâyım.
" derken sesimi son kelimeye doğru kısmıştım.
"Gözlerinizdeki mührün önemi yok, yeterki kalbinizde mühür olmasın."
Diyerek yanımdan uzaklaşan adamın, ardından öylece kalmıştım.
Bu sözü bana neden söylemişti? Ne demek istemişti?
İçinden kurumuş çiçekler çıktı. Genelde çiçek kurutmayı çok severdim.
En çokta günlüğün sayfalarında saklardım.
"Aa günlüğüm nerde acaba?"
Yazmadan duramayan ben uzun zamandan beri yazmayı bırakmıştım.
İçimi döktüğüm kağıtların yerini, şimdi içimdeki sessiz çığlıklar almıştı..
Baktığım hiç bir yerde günlüğü bulamamıştım.
"Anne benim günlüğü gördün mü?"
"Sen götürmedin mi onu?"
"Yok götürmedim. Odaya bir bakalım mı?"
"Kızım olsa bulurdum. Sen gittikten sonra kaç kere temizlik yaptım."
Şimdi içime bir kurt düşmüştü. O günlük eğer o evdeyse..
"Neyse kızım ne yapacaksın günlüğü. Sonra buluruz. Hadi mis gibi börek yaptım.
Çay ile içeriz."
Düşünmekten aklımı anneme veremiyordum. Kadıncağız bir şeyler anlatıyordu ama anlamıyordum.
Telefonumu çıkarıp Umut'a mesaj attım.
"Beni almaya gelir misin?"
"Tamam birtanem."
O günlüğü görseydi bana söylerdi.
En azından onun hakkında yazdıklarımdan dolayı bana hesap sorardı.
"Kızım Umut ne zaman gelecek?"
"Birazdan gelir anne.."
Lafım bitmeden telefonum çalmıştı.
"Efendim Umut."
"Zehra seni almaya şimdilik gelemiyorum. Akşam bizimkiler size gelecekmiş."
"Kimler gelecek?"
"Babam, teyzem bir ihtimal annem.."
"Tamam o zaman akşam görüşürüz."
Telefonu kapatınca annem çoktan mutfağa koşmuştu. Şimdi eminim panik halindeydi.
Ne zaman misafir gelecek olsa eli ayağına dolanırdı.
"Anneee.. Yine mi heyecanlandın? Merak etme iki saate seninle neler neler yaparız."
"Kızım ama bunlar normal misafir mi? Eşinin ailesi.."
Zaman su gibi akıp geçmişti. Şuan zil çalıyordu.
"Zehra bekletme insanları kapıda.."
Kapıyı sonuna kadar aralamıştım.
Emine annemi ilk defa böyle ayakta ve iyileşmiş görmüştüm.
"Anne sende gelmişsin çok mutlu oldum."
Ellerini öpüp koluna girdim. Annem de diğerlerini karşılamıştı.
"Anne böyle rahat mısın?"
"Sağol kızım böyle iyi."
Sonra Ali baba ve teyzemi de karşıladım.
Odaya Aslı girince şaşkınlığımı gizleyememiştim.
Evime gelene saygısızlık etmek bana yakışmazdı.
Ona da hoşgeldin deyip oturdum.
Herkes aralarında sohbet ederken Aslı yanıma kadar yanaştı.
"Zehra büyüklerin konuşmalarından çok sıkıldım. Başka bir odaya geçelim mi?"
Ben kalkınca oda arkamdan gelmişti.
"Bak burası benim odam."
Merakla odada geziniyordu.. Sonra raftan bir kitap alıp bana baktı.
"Bunların hepsini okudun mu?"
"Yani bir çoğunu diyelim.."
Tanımasam onu düzeldiğini düşünecektim.
"Zehra odan çok güzelmiş. Aslında sıradan ama çok eğlenceli görünüyor."
Sıradan ve eğlenceli?? Bu kız iyi bir şey mi diyor, kötü bir şey mi anlayamıyorum.
"Sağol Aslı.."
"Biliyorum şimdi aklın karıştı bu kız bana neden iyi davranıyor diye?"
Yüzüme onay istercesine bakınca başımı salladım.
"Tanışmamız pek iyi olmamıştı. Sana karşı çok saygısızlığım oldu.
Ama şimdi pişmanım.. Eğer affedersen özür diliyorum."
"Ben şey çok şaşırdım. Ne diyeceğimi bilemiyorum.
Maden pişmansın seni affederim ama bir şartla??"
"Söyle bakalım şartını Zehracığım."
"Ben ve ailemden olabildiğin kadar uzak duracaksın. Özellikle de Emre'den.."
Yüzünde hafif bir kızgınlık hissetsem de beni şaşırtmıştı.
"Tamam tatlım bundan sonra sen ve ailenden uzak duracağım. Özellikle de Emre'den.. Anlaştığımıza göre bana bir bardak su getirir misin?"
Odadan çıkıp mutfağa geçmiştim. Arkamı dönüp Aslı'yı görünce korkmuştum.
"Ahh canım korkuttum mu? Oda da tek kalınca sıkıldım. Su içeyim içeri geçeriz."
Suyu içip tezgaha bıraktı, içeri geçti. Ama aklımda soru işaretleri kalmıştı?????
O gece uzun olmuştu ama soluğu evde almıştık.
O kadar yorucu bir gündü ki hemen uyumuştum.
"Zehraaaaa!!!!!! Zehraaaaa!!!!!"
Yataktan bu sesle kalkmıştım. Biri evin içinde avazı çıktığı kadar bağırıyordu.
Üzerimi giyip aşağı inerken Umut'ta peşimden geliyordu.
Bağıran kişinin babam olduğunu görünce olduğum yerde kalmıştım.
Ali Baba onu sakinleştirmeye çalışıyordu.
Annem ise bir köşede göz yaşı döküyordu.
"Baba ne oldu?"
Suratıma bir şey fırlatınca refleks olarak gözümü yummuştum.
Ayaklarımın üstüne düşen şeyi gözümü açınca görmüştüm.
"Günlüğüm.."
"Demek bu evlilik para için yapıldı.
Bana bulunan iş, evin kirası ve dükkanın parasını bu aile verdi."
"Baba açıklayabilirim."
"Sus hangi rezilliği açıklayacaksın?
Sahte evlilik yapıp nefret ettiğin adamla aynı evde kalmanı mı?"
"Baba onlar kızgınlıkla yazılmış şeyler."
Umut bir kaç adım atıp babamın ellerine uzandı.
"Efendim okuduklarınızın hiç biri doğru değil.."
Umut neden yalvarmıştı anlamamıştım ama gözyaşlarıyla babama yaklaştım.
"Yürü Zehra gidiyoruz."
"Baba ne olur yapma ben Umut'u seviyorum.. Konuşursak bizi anlarsın."
Yerdeki günlüğü alıp bana uzattı.
"Bunları okuduktan sonra hala mı gelmeyeceksin Zehra!"
O kadar bağırmıştı ki kulakları sağır eden bir ses..
Uzattığı günlükten son sayfaları çevirdi. Bu yazı benim değildi.
Satırları okumaya başlayınca herşeyi anlamıştım.
Günlüğü alıp arkama bakmadan yürüyordum.
Arkamdan ağlayan ve yalvaran Umut'a rağmen..

Müəllif:Buket Emlik


Məlumat Saytda şərhləri oxumaq, şərh yazmaq, xəbər göndərmək üçün QEYDİYYATDAN keçməyiniz lazımdır.

Bəyən Sevgi Gülüş Şok Üzgün Əsəbi
496 548 505 426 433 480

Oxşar xəbərlər Digər trend xəbərləri

Məlumat Saytda şərhləri oxumaq, şərh yazmaq, xəbər göndərmək üçün QEYDİYYATDAN keçməyiniz lazımdır.

Məlumat Sizin rəyə rəy yazmaq 15 gündən sonra mümkündür.